Asgari sermaye tutarlarına ilişkin iç ticaret genel müdürlüğü genelgesi yayımlandı
SERMAYEYE İLİŞKİN HUKUKİ DÜZENLEMELER
Anonim ve Limited Şirketler İçin Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) Öngörülen Güncel Asgari Sermaye Tutarlarının 7887 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı İle Güncellenmesi
Bilindiği üzere TTK’nın 332 ve 580. Maddelerinde yer alan düzenlemeler uyarınca anonim ve limited şirketlerin asgari sermaye tutarlarının Cumhurbaşkanı kararı ile arttırılabileceği düzenlenmekte olup belirtilen en az başlangıç sermayesi tutarları, 25 Kasım 2023 tarihli ve 32380 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7887 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı (“Karar“) ile, 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, yeni kurulacak anonim şirketler için 250.000 TL’ye, kayıtlı sermaye sistemini kabul eden halka açık olmayan anonim şirketler için 500.000 TL’ye ve limited şirketler için ise 50.000 TL’ye yükseltilmişti. Karar’da değişikliğin uygulanması ve kapsamı açısından yalnızca 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren kurulacak şirketlerin söz konusu düzenlemeye tabi olduğu anlaşılmaktaydı. Nitekim, Ticaret Bakanlığı da 27 Kasım 2023 tarihli duyurusunda, sermayesi güncel asgari tutarların altında kalan halihazırda kurulu şirketlerin sermaye artırımı yapma zorunluluğu bulunmaksızın özkaynak yapılarını güçlendirmeleri bakımından en az anılan tutarlara artırmalarında fayda olduğunu belirtmişti.
Bununla birlikte, 20 Aralık 2023 tarihinde T.C. Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü tarafından 20 Aralık 2023 tarihli ve “Asgari Sermaye” konulu Genelge (“Genelge“) Türkiye genelindeki ticaret sicil müdürlüklerine iletilerek güncel asgari sermayeye haiz olma şartının halihazırda kurulu şirketlere de, Genelge‘de sayılan birtakım işlemler bakımından tescil aşamasında işlemin ön şartı olarak zorunlu tutulabileceği anlaşılmaktadır.
ASGARİ SERMAYE KONULU TİCARET BAKANLIĞI İÇ TİCARET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GENELGESİ
İç Ticaret Genel Müdürlüğü Genelgesi Kapsamında Dikkate Alınması Gereken Hususlar
Karar’ın hayata geçmesiyle birlikte uygulama birliğinin sağlanması ve karşılaşılması olası sorunların önüne geçmek amacıyla Genelge iletilerek izlenmesi gereken prosedür hakkında bilgi paylaşılmış ve
asgari sermaye tutarları hatırlatılarak 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren birtakım tescil işleminin gerçekleştirilebilmesi, öngörülen koşulların yerine getirilmesine bağlanmıştır:
- Sermaye Artırım Kararı: Sermaye artırım kararının tescil edilebilmesi için yeni sermayenin güncel asgari sermaye tutarına eşdeğer veya daha yüksek olması şartı aranmaktadır.
- Kısmi Bölünme: Kısmi bölünme dahilinde sermaye azaltımı gerçekleştiği taktirde bölünen şirketin sermayesinin güncel asgari sermaye tutarının altına inmemesi gerekmektedir.
- Tür Değişikliği İşlemleri: Şirket türünün değişmesi halinde şirket sermayesinin güncel asgari sermaye tutarına eşdeğer veya daha yüksek olması şartı aranmaktadır.
- Sermaye Kaybı ve Borca Batıklık Halleri: Şirket sermayesinin ve kanuni yedek akçelerinin kaybının hesaplanmasında, şirketin tescil edilmiş sermayesinin esas alınması öngörülürken tedbir alınması gereken durumlarda ise işbu Genelge’de yer verilen açıklamalar çerçevesinde işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
- Sermaye İntibakı Yapılmaması Sebebiyle İnfisah Etmiş Sayılan Şirketler1: Söz konusu kategori kapsamında yer alan şirketlerin faaliyetlerine devam etmek istemeleri durumunda, sermaye artırımına ilişkin tescil işlemlerinin gerçekleştirilmesi, sermaye artırımı yapılabileceği yönünde açık bir mahkeme kararı bulunması şartına bağlanmıştır.
- Genelge’de Öngörülmeyen Haller: Karar‘ın yürürlük tarihinden itibaren, şirket sermayesine ilişkin işlem olması halinde yeni en az sermaye tutarlarının esas alınacağı belirtilmiştir.
Bir başka deyişle, 1 Ocak 2024 tarihinden önce kurulmuş olsa dahi, sermayeye ilişkin bir işleme yönelik bir tescil talebinde bulunulması halinde mevcut şirketlerin de ticaret sicil müdürlükleri eliyle yeni asgari sermaye tutarına uymasının hedeflendiğini söylemek yerinde olacaktır. Genelge’nin muhatabı olan şirketlerin, gerek bu konuda Karar dışında henüz başkaca bir yasal düzenleme yapılmamış olması ve gerekse de bu Genelge’ye herhangi bir kanal aracılığı ile erişim sağlama imkanları olmaması nedeniyle uygulamada tescil aşamasında mağduriyet yaşaması mümkün olacaktır. Halbuki, idari işlemlerin muhatap üzerinde etki doğurabilmesi için idari işlemin aynı zamanda bilinebilir olması gerekmektedir. Öte yandan, Genelge’nin bir iç düzene yönelik işlem olması nedeniyle herhangi bir icrai etkisinin olmayacağı iddiası da yerinde olmayacaktır. Bu bilgiler ışığında, gerek halihazırda kurulu şirketler gerekse yeni kurulan şirketler, sermayelerini ilgilendiren tescil başvurularında yeni asgari sermaye tutarlarına uymadıkları taktirde tescil işlemlerinin gerçekleştirilmeyeceğini göz önünde bulundurmalıdırlar.